EMİR
Albay, binbaşıya emir vermiş:
- Yarın güneş tutulacak. Bu her zaman görülen bir şey değildir. Erleri talim elbiseleri ile talim meydanına getirin de olayı görsünler. Ben de orada bulunup kendilerine gerekli bilgiyi vereceğim. Şayet yağmur yağarsa, tabii bir şey göremeyiz. O zaman erleri, üstü kapalı talimgaha götürürsün.
- Başüstüne komutanım!
Binbaşı, yüzbaşıya emir vermiş:
- Albayın emri ile yarın sabah saat dokuzda güneş tutulacak. Bu her zaman görülen bir olay değildir. Şayet hava kapalı olursa bir şey görülemeyecektir. Bu durumda tutulma, kapalı talimgahta gerekli talim elbisesiyle yapılacaktır.
- Başüstüne komutanım!
Yüzbaşı, teğmene emir vermiş:
- Albayın emri ile yarın sabah dokuzda talim elbisesi ile güneş tutulmasının açılış merasimi yapılacaktır. Şayet yağmur yağarsa ki bu durum pek görülen bir olay değildir. Albay kapalı talimgahta gerekli bilgiyi verecektir.
- Başüstüne komutanım!
Teğmen, başçavuşa emir vermiş:
- Yarın sabah dokuzda hava güzel olursa, talim kıyafeti ile albay tutulacak. Kapalı talimgahta yağmur yağarsa, alayın meydanında manevra yapılacak. Çünkü bu her zaman görülen bir olay değildir.
- Başüstüne komutanım!
Basçavuş, askere emir vermiş:
- Yarın sabah saat dokuzda kapalı talimgahta Albayı tutacağız. Sabah hepiniz talim teçhizat ile hazır olun.
- Başüstüne komutanım!
Askerler kendi aralarında konuşmaya başlamışlar:
- Yarın sabah bizim başçavuş, albayı tutuklayacakmış.
- Yapma yahu!..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder