TELKİN
Kadının biri baş ağrısından şikayetciymiş, bir arkadşına dert yanmış:
- Başım çok ağrıyor.
Arkadaşı akıl vermiş:
- Benim tanıdığım bir doktor var; çok iyi bir psikolog, harika tedavi ediyor, ona bir görün.
Kadın doktora gitmiş, derdini anlatmış. Kadını uzun uzun dinleyen psikolog demiş ki:
- Hanımefendi, bir daha başınız ağrıdığı zaman; kafanızı iki elinizin arasına alın, "Bu kafa benim değil, bu kafa benim değil!.." diye sallana sallana kendinize telkinde bulunun.
Doktorun dediklerini harfiyen uygulayan kadın, bir hafta içinde baş ağrısından kurtulmuş. Kadının derdi hallolmuş, ama bu sefer de kocasının sorunları başlamış. Kadının canı ne zaman sevişmek istese, kocasında tık yokmuş ve adam sırtını dönüp, horul horul uyuyormuş. Sonunda kadının da ısrarı ile adam da aynı doktora gitmiş. Kocası akşam eve gelince kadın sormuş:
- Ne oldu kocacığım, doktor ne dedi?
Adam umursamaz bir tavırla cevap vermiş:
- Bırak yahu, bana da telkin önerdi, ama ben öyle saçma sapan şeyleri yapmam!..
Adam böyle demiş, ama o günden sonra da tam bir seks delisi olmuş; eve gelir gelmez, kadını yakalayıp hemen yatağa atıyormuş. Kadın hayatından çok memnunmuş, ama kocasındaki bu ani değişikliğin nedenini de çok merak ediyormuş. Bir akşam işten eve gelen adam, karısına seksi bir sesle emretmiş:
- Hadi karıcığım, sen hemen yatağa gir, ben bir banyoya gidip geleyim!..
Kocasındaki bu ani değişikliği merak eden kadın, gizlice adamı takip etmiş ve gördükleri karşısında hayretler içinde kalmış. Adam banyoda klozete oturmuş, kafasını iki elinin arasına almış ve sallanarak sayıklıyormuş:
- Bu karı benim değil, bu karı benim değil, bu karı benim değil!..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder