EŞEĞİN YEMİ


Nasreddin Hoca, bir gün oduna gitmiş. Kestiği odunları eşeğine yükleyip eve getiren Hoca, yorgunluktan ve havanın sıcaklığından ter içinde kalmış. Odunları indirip, bir güzel yerleştiren Hoca, karısına seslenmiş:
- Hatun, eşek cok yoruldu, onu bir yemleyiver.
Hoca'nın karısı da o gün hamur yoğurmuş, ateşi yakmış; bazlama pişiriyormuş:
- Efendi, benim işim var, sen yemleyiver.
İyice yorulduğu için, minderin üzerine yan gelip yatan Hoca, umursamaz bir tavırla cevap vermiş:
- Olmaz, hiç halim yok, veremem, sen ver!
"Eşeğin yemini sen vereceksin, ben vereceğim" derken iş kızışmış. Epeyce tartıştıktan sonra Hoca demiş ki:
- Tamam öyleyse, aramızda bahse tutuşalım. Önce kim konuşursa; eşeğin yemini o versin, anlaştık mı?
- Anlaştık.
Hoca minderde yatarken, işini bitiren karısı da komşuya gitmiş. Bahse tutuştular ya; Hoca da bahsi kaybetmemek için bir şey diyememiş. Biraz sonra eve bir hırsız girmiş. Hırsızı gören Hoca, hiç sesini çıkarmamış ve sadece seyretmiş. Hocayı görünce, korkan hırsız, ondan hiç tepki gelmediğini anlayınca, kaçmaktan vazgeçmiş. Hocanın gözleri önünde evde ne bulduysa, bir çuvala dolduran hırsız, doldurduğu çuvalı sırtına alıp gitmiş. Epey zaman sonra eve gelen Hocanın karısı bir bakmış ki; eşyaların yerinde yeller esiyor. Evin halini gören kadın, telâşla bir çığlık attıktan sonra sormuş:
- Efendi, bu ne hal?
Hoca, yattığı yerden doğrulmuş ve sevinçle bağırmış:
- Haydi bakalım hatun, bahsi kaybettin; eşeğin yemini sen vereceksin!..

Hiç yorum yok:

MÜZİK

Kulaklarımıza hoş gelen ölçülü ve uyumlu seslere müzik denir. Saz, keman, cümbüş, darbuka, klarnet ve piyano vs gibi ögelere de müzik aleti denir. Müzik aletlerinin uyumuyla şarkı veya türkü söyleyen kişiye ses sanatçısı denir.
Eskiden şarkılar ve türküler plaklara kaydediliyor, gramofonlarla dinleniyordu. Sonra da plak çalan pikaplar piyasaya çıktı. Daha sonra teyplerle dinlenebilen kaset devri başladı. En sonunda CD ve MP3 furyası başlayınca kasetlerin papucu dama atıldı. Teknoloji gelişince müzik aletlerini taklit eden orglar çıktı. Cep telefonuyla bile kaliteli videolar çekilmeye başladı.
Ünlü bir ses sanatçısı olmanın yolu tesadüflere bağlıydı. Siz inşaatta harç kararken, tuğla taşırken, demir bağlarken türkü veya şarkı söylersiniz. Sesiniz ne kadar güzel olursa olsun; bir müzik yapımcısının dikkatini çekerseniz ünlü oluyordunuz. Bu da Milli Piyango'da büyük ikramiyenin size çıkması gibi bir şeydi.
Günümüzde ise ünlü bir ses sanatçısı olmanın yolu YouTube'dan geçiyor. Kendinizi şarkı, türkü söylerken videoya çekiyorsunuz ve YouTube'a yüklüyorsunuz. İzlenme sayısında patlama olursa: Ünlü oluyorsunuz.
Düğünlerde şarkı, türkü ve oyun havaları çalan piyanist şantörler bile YouTube sayesinde dünya çapında tanınır oldu.
Ne yazık ki sağlığında değeri bilinmeyen bazı ses sanatçılarımız vefat ettikten sonra YouTube sayesinde ünlü oldu.
Şimdi gelelim esas konuya: Sesiniz çok güzel. Söylediğiniz şarkı veya türkü de güzel. Ama teknik açıdan zayıfsa: Yaptığınız videonun müziği kulakları tırmalar.
Bazı şarkılar, türküler ve onlara ses veren sanatçılar vardır. Bunlar zaman geçtikçe yıllanmış şarap gibi değerlenir. Ama o eserler zamanla aşınır ve o sesi dinlemek zor olur.
Aşınmış eserleri teknik açıdan düzeltmek mümkündür.
İşte bu YouTube kanalı aşınmış eserlerin ses izlerini aslına sadık kalarak onarmaktadır.
Bu YouTube kanalının işi: Kötü olanı iyi, iyi olanı daha iyi, güzel olanı daha güzel yapmaktır.
Teknik açıdan en kaliteli müziği dinlemek, en kaliteli sinema filmini izlemek isterseniz: Lütfen YouTube kanalıma abone olunuz.

YouTube Kanalım İçin Burayı Tıklayın


POPÜLER YAYINLAR


DOST SİTELER

Gitmek istediğiniz sitenin logosuna tıklayınız.











EMEĞE SAYGI

Bu site için harcadığım emeği saygı duymak istiyorsanız, bu sitede verilen bilgileri kendi sitelerinizde kullanırken
adresini kaynak gösteriniz.

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı