SUÇ ATMAK
Şeytan oğlunu gezdiriyormuş:
- Bak oğlum, burası dünya. Görmüş olduğun düzlük ovadır. Yüksek yerlere de dağ denir.
- Peki baba, şu her tarafı su olan yer nedir?
- Ona deniz denir oğlum.
- Toprağın üstünde dik duran şu şeyler nedir baba?
- Onlara ağaç denir oğlum.
- Peki o ağaçların üstünde uçup ses çıkaran şeyler nedir?
- Onlara da kuş denir.
Tam o sırada iki insan görmüşler. Çocuk yine sormuş:
- Baba, bunlar nedir?
Şeytan telaşa kapılmış ve demiş ki:
- Onlara insan denir oğlum!..
Ve çocuğunu kucağına aldığı gibi, kaçmaya başlamış. Çocuk merak etmiş:
- Baba biz niye kaçıyoruz?
- İnsanlardan uzak olmak için.
- İnsanlar çok mu tehlikeli?
- Ah oğlum ah!.. İnsanlar öyle çok tehlikelidir ki: Her haltı yerler. Sonra da "Şeytana uyduk." diyerek, suçu bizim üstümüze atarlar.
Zeki Çalar
22 Şubat 2021
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
POPÜLER YAYINLAR
-
Allah, dünyayı yaratacağı zaman, ilk önce eşeği çağırmış ve demiş ki: - Ey eşek, sana 40 yıl ömür veriyorum. Bu süre içinde insanlara hizme...
-
Doktorun biri yeni bir muayene açmış, kapıya bir yazı asmış: - Vizite ücreti 100 lira, iyileştirmediğimiz hastaya beş mislini geri veriyoruz...
-
Fizikçi, matematikçi, kimyacı, jeolog ve antropologdan oluşan bir heyet bir araştırma için arazide bulunuyormuş. Birden yağmur bastırınca, ...
-
İlkokul 5. sınıfta resim dersinde öğretmen demiş ki: - Çocuklar konu serbest, hepiniz hayvan resimleri çizin. 10 dakika sonra küçük Ahmet...
-
Kasabayı sel basmış. Sular giderek yükselirken, halk panik içinde kaçmaya baslamış. Kilisedeki herkes dağılırken, kaçmayan papaz demiş ki: ...
-
Adamım biri Afrika ormanlarında avlanırken yamyamlara yakalanmış. Yamyamlar adamı tuttukları gibi kabile reisinin huzuruna çıkarmışlar. Kabi...
-
Temel ile Fadime, kızları Emine'yi evlendirmişler. Düğünden sonra bir hafta geçmiş, ama yeni evlilerden hâlâ bir haber yokmuş. Bu durum...
-
Yeni mezun bir doğum doktoru, kasabada muayenehane açmış. Birkaç gün sonra biri gelmiş, onu doğuma çağırmış. Ertesi gün eve dönen doktoru, ...
-
İngiltere'yi gezmek isteyen Temel, İngilizce bilmediğinden arkadaşı Dursun'a sormuş: - Ula Tursun, İngiltere'ye cidince onlar...
-
Nasrettin Hoca yolda yürürken, biri ensesine öyle bir vurmuş ki, nerdeyse yere düşecekmiş, hiddetle dönüp bakmış; karşısında tanımadığı genç...