NAH İNDİRDİ!


Eskiden Anadolunun bir köyünde yaşayanlar, akşama kadar tarlada çalışıp yoruldukları için, erkenden yatıp uyuyorlarmış. Durum böyle olunca yatsı namazında cami bomboş kalıyormuş. Köy imamı "Yahu bu yaptığınız günahtır!" dese de, köylülerin pek aldırdığı yokmuş. Köy camisi, bir zaman sonra öğle namazında da boş kalmaya başlamış. Bu duruma içerleyen imam, köylüleri uyarmış:
- Ey cemaat, günaha giriyorsunuz!..
Köylüler de savunma yapmışlar:
- Hocam, tarlada çalıştığımızdan yorulduğumuz için; erken yatmak zorunda kalıyoruz, bu yüzden yatsı namazını vaktinde kılamıyoruz. Tarladaki işimizi aksatmamak için, öğle namazını da zamanında kılamıyoruz.
Bu da yetmiyormuş gibi, köy imamına bir öneride bulunmuşlar:
- Hocam, sen şehre gittiğinde müftüye söyle; namazı üç vakte düşürsün.
Bir zaman sonra imam eşeğine binip şehre gitmiş, köyde olup bitenleri müftüye anlatmaya başlamış. Müftü de imamın anlatıklarını "Ya sabır!.. Ya sabır!.." diye diye dinliyormuş. İmamın aklına köylülerin önerisi gelmiş:
- Müftü efendi, köylüler haber yolladı, namazın üç vakte düşürülmesini istiyorlar.
Sabır çeken müftünün sabrı, iyice taşmış ve imamı kovmuş:
- Namaz dediğin beş vakittir!.. Yıkıl karşımdan!..
Köylüler, köprü başında toplanmışlar, büyük bir heyecanla müftüden gelecek cevabı bekliyorlarmış, köprünün karşı tarafından gelen imamı görünce bağırmaya başlamışlar:
- Hocam, indirdi mi, indirdi mi?
Müftüden yediği fırçayla iyice dağılan imam, karşıdan bağıran köylüleri görünce fena sinirlenmiş, sağ elini yumruk yapmış, sol eliyle de bileğini tutup sallayarak, köylülere bağırmış:
- Nah indirdi!.. Nah indirdi!.. Bindirdi!.. Bindirdi!..

Hiç yorum yok:

MÜZİK

Kulaklarımıza hoş gelen ölçülü ve uyumlu seslere müzik denir. Saz, keman, cümbüş, darbuka, klarnet ve piyano vs gibi ögelere de müzik aleti denir. Müzik aletlerinin uyumuyla şarkı veya türkü söyleyen kişiye ses sanatçısı denir.
Eskiden şarkılar ve türküler plaklara kaydediliyor, gramofonlarla dinleniyordu. Sonra da plak çalan pikaplar piyasaya çıktı. Daha sonra teyplerle dinlenebilen kaset devri başladı. En sonunda CD ve MP3 furyası başlayınca kasetlerin papucu dama atıldı. Teknoloji gelişince müzik aletlerini taklit eden orglar çıktı. Cep telefonuyla bile kaliteli videolar çekilmeye başladı.
Ünlü bir ses sanatçısı olmanın yolu tesadüflere bağlıydı. Siz inşaatta harç kararken, tuğla taşırken, demir bağlarken türkü veya şarkı söylersiniz. Sesiniz ne kadar güzel olursa olsun; bir müzik yapımcısının dikkatini çekerseniz ünlü oluyordunuz. Bu da Milli Piyango'da büyük ikramiyenin size çıkması gibi bir şeydi.
Günümüzde ise ünlü bir ses sanatçısı olmanın yolu YouTube'dan geçiyor. Kendinizi şarkı, türkü söylerken videoya çekiyorsunuz ve YouTube'a yüklüyorsunuz. İzlenme sayısında patlama olursa: Ünlü oluyorsunuz.
Düğünlerde şarkı, türkü ve oyun havaları çalan piyanist şantörler bile YouTube sayesinde dünya çapında tanınır oldu.
Ne yazık ki sağlığında değeri bilinmeyen bazı ses sanatçılarımız vefat ettikten sonra YouTube sayesinde ünlü oldu.
Şimdi gelelim esas konuya: Sesiniz çok güzel. Söylediğiniz şarkı veya türkü de güzel. Ama teknik açıdan zayıfsa: Yaptığınız videonun müziği kulakları tırmalar.
Bazı şarkılar, türküler ve onlara ses veren sanatçılar vardır. Bunlar zaman geçtikçe yıllanmış şarap gibi değerlenir. Ama o eserler zamanla aşınır ve o sesi dinlemek zor olur.
Aşınmış eserleri teknik açıdan düzeltmek mümkündür.
İşte bu YouTube kanalı aşınmış eserlerin ses izlerini aslına sadık kalarak onarmaktadır.
Bu YouTube kanalının işi: Kötü olanı iyi, iyi olanı daha iyi, güzel olanı daha güzel yapmaktır.
Teknik açıdan en kaliteli müziği dinlemek, en kaliteli sinema filmini izlemek isterseniz: Lütfen YouTube kanalıma abone olunuz.

YouTube Kanalım İçin Burayı Tıklayın


POPÜLER YAYINLAR


DOST SİTELER

Gitmek istediğiniz sitenin logosuna tıklayınız.











EMEĞE SAYGI

Bu site için harcadığım emeği saygı duymak istiyorsanız, bu sitede verilen bilgileri kendi sitelerinizde kullanırken
adresini kaynak gösteriniz.

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı