TIR


İki arkadaş yıllar sonra karşılaşmışlar. Birinin saçı sakalı birbirine karışmış, gözlerinin feri sönmüş ve bitkin haldeymiş. Arkadaşı sormuş:
- Yahu, bu ne hal?
Öbürü dertli dertli anlatmaya başlamış:
- Sorma birader, uyku sorunum var.
- Erken yat o zaman.
- Sorun da orda başlıyor zaten. Saat sekizde uykum geliyor, yatağa yatıyorum, hemen gözlerim kapanıyor. Gözlerim kapanır kapanmaz da kendimi koca bir TIR'ın direksiyonunda buluyorum. Zeytinburnunundan yükü sarıyorum, hadi bakalım Edirne. Geçiyorum Bulgaristan'a, Sofyada mal indiriyorum. Yeni malı yüklüyorum, aynı hızla, yine Zeytinburnuna geliyorum ki; sabah olmuş. Sonra da yataktan turşu gibi kalkıyorum. Bu her gece boyle.
- Çok garip doğrusu. Benim ruh doktoru bir arkadaşım var. Kartını vereyim, bir dene, belki faydası olur.
Adam, son bir umutla arkadaşının tavsiye ettiği ruh doktoruna gitmiş. Doktor, bunu uzun uzun dinledikten sonra demiş ki:
- Bu gece Zeytinburnundan çıktığında, Floryadaki benzin istasyonunda seni bekleyecegim, sorununu da çözeceğim, merak etme.
Adamın pek aklı yatmamış, ama uykuya dalar dalmaz, malı yükleyip yola çıkınca, Floryadaki benzin istasyonunda doktora sahiden rastlamaz mı? Hemen TIR'ı durdurmuş, doktor yanına gelip, demiş ki:
- Tamam, senin yolun buraya kadar. Buradan sonrası bana ait. Hadi, in bakalım arabadan.
Adam TIR'dan inmiş, o günden sonra da rahat rahat uyumuş. Sağlığına kavuşan adam, birkac hafta sonra, uzun zamandır görmediği başka bir arkadaşına rastlamış. Adam bakmış ki; arkadaşını hali, tıpkı kendi eski hali. Adam, arkadaşını bitkin durumda görünce sormuş:
- Hayrola?
- Vallahi uyku sorunum var. Gece sekizde uykum geliyor, yatıyorum. Gözlerimi kapar kapamaz, beş çılgın kadın çıkıyor karşıma; Sharon, Claudia, Cindy, Naomi, Laetitia!.. Sabaha kadar nasıl saldırıyor bana? Yani keyifli de, bittim birader bittim, çıldırmak üzereyim.
- Tesadufe bak, benim de buna benzer bir sorunum vardı. Bir doktor tavsiye ettiler; gittim, bir seansta cözdü, işte kartı, bir de sen uğra.
Bir hafta sonra iki arkadaş tekrar karşılaşmış. Bitkin adamın hali eskisinden de betermiş. Doktoru tavsiye eden sormuş:
- Gitmedin mi benim doktora?
- Gittim, gitmez olur muyum? Bu halimin sebebi de o zaten. Senin de, doktorunun da Allah belasını versin.
- Ne oldu yahu, anlatsana?
- Daha ne olacak? Senin doktor benden kadınları aldı, altıma bir TIR verdi. Her gece Zeytinburnu - Sofya arasında gidip geliyorum.

Hiç yorum yok:

MÜZİK

Kulaklarımıza hoş gelen ölçülü ve uyumlu seslere müzik denir. Saz, keman, cümbüş, darbuka, klarnet ve piyano vs gibi ögelere de müzik aleti denir. Müzik aletlerinin uyumuyla şarkı veya türkü söyleyen kişiye ses sanatçısı denir.
Eskiden şarkılar ve türküler plaklara kaydediliyor, gramofonlarla dinleniyordu. Sonra da plak çalan pikaplar piyasaya çıktı. Daha sonra teyplerle dinlenebilen kaset devri başladı. En sonunda CD ve MP3 furyası başlayınca kasetlerin papucu dama atıldı. Teknoloji gelişince müzik aletlerini taklit eden orglar çıktı. Cep telefonuyla bile kaliteli videolar çekilmeye başladı.
Ünlü bir ses sanatçısı olmanın yolu tesadüflere bağlıydı. Siz inşaatta harç kararken, tuğla taşırken, demir bağlarken türkü veya şarkı söylersiniz. Sesiniz ne kadar güzel olursa olsun; bir müzik yapımcısının dikkatini çekerseniz ünlü oluyordunuz. Bu da Milli Piyango'da büyük ikramiyenin size çıkması gibi bir şeydi.
Günümüzde ise ünlü bir ses sanatçısı olmanın yolu YouTube'dan geçiyor. Kendinizi şarkı, türkü söylerken videoya çekiyorsunuz ve YouTube'a yüklüyorsunuz. İzlenme sayısında patlama olursa: Ünlü oluyorsunuz.
Düğünlerde şarkı, türkü ve oyun havaları çalan piyanist şantörler bile YouTube sayesinde dünya çapında tanınır oldu.
Ne yazık ki sağlığında değeri bilinmeyen bazı ses sanatçılarımız vefat ettikten sonra YouTube sayesinde ünlü oldu.
Şimdi gelelim esas konuya: Sesiniz çok güzel. Söylediğiniz şarkı veya türkü de güzel. Ama teknik açıdan zayıfsa: Yaptığınız videonun müziği kulakları tırmalar.
Bazı şarkılar, türküler ve onlara ses veren sanatçılar vardır. Bunlar zaman geçtikçe yıllanmış şarap gibi değerlenir. Ama o eserler zamanla aşınır ve o sesi dinlemek zor olur.
Aşınmış eserleri teknik açıdan düzeltmek mümkündür.
İşte bu YouTube kanalı aşınmış eserlerin ses izlerini aslına sadık kalarak onarmaktadır.
Bu YouTube kanalının işi: Kötü olanı iyi, iyi olanı daha iyi, güzel olanı daha güzel yapmaktır.
Teknik açıdan en kaliteli müziği dinlemek, en kaliteli sinema filmini izlemek isterseniz: Lütfen YouTube kanalıma abone olunuz.

YouTube Kanalım İçin Burayı Tıklayın


POPÜLER YAYINLAR


DOST SİTELER

Gitmek istediğiniz sitenin logosuna tıklayınız.











EMEĞE SAYGI

Bu site için harcadığım emeği saygı duymak istiyorsanız, bu sitede verilen bilgileri kendi sitelerinizde kullanırken
adresini kaynak gösteriniz.

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı