ÇİVİ


Temel memleketi ardında bırakıp, taşı, toprağı altın diye İstanbula gelmiş. "Bir iş bulup çalışırım!" demiş, ama evdeki hesap çarşıya uymamış; Temel iş bulamamış, parası da bitmiş, karnı da acıkmış, bir lokantanın önünden geçerken, dumanı tüten yemeklere hazin hazin bakmış. "Ulan ben şimdi karnımı nasıl doyuracağım?" diye düşünen Temel, yerde sekizlik bir çivi bulmuş ve dalmış lokantaya. Bir müşteri bulmanın sevinciyle ellerini ovuşturan Arnavut asıllı lokantacı yemek çeşitlerini saymaya başlamış:
- Buyur kardeş, Kuru fasulye var, pilav var, musakka var, kebap var, ızgara köfte var!..
"Dur hemşerim" deyip lokantacının sözünü kibarca kesen Temel, elindeki çiviyi göstermiş:
- Ben bu çiviyi kafamla duvara çakarım!
Lokantacı gülmüş:
- Olur mu öyle şey?
- Eğer bu çiviyi kafamla duvara çakarsam ne vereceksin?
- Eğer sen bu çiviyi kafanla duvara çak, bir haftalık yiyeceğin benden!
Temel sekizlik çiviyi duvara dayamış, bir kafa atmış; çivi köküne kadar duvara gömülmüş. Lokantacı şaşırıp kalmış ve şöyle demiş:
- Ben sözümün eriyim arkadaş, bir hafta ne yiyip ne içersen bendensin!
Temel bir hafta bedavadan geçinmiş, ama yine de iş bulamamış. Yine karnı acıkan Temel, bu sefer onluk çiviyle gelmiş lokantaya:
- Ben bu çiviyi de kafamla duvara çakarım!
Lokantacı da inat etmiş:
- Çakamazsın!
- Çakarım!
- Eğer sen bu çiviyi kafanla duvara çak, bir aylık yiyeceğin benden!..
Temel çiviyi duvara dayamış, bir kafa atmış; çivi köküne kadar duvara girmiş. Lokantacı da hayran hayran Temel'e bakmış:
- Helâl olsun sana, bir ay bendensin!
Temel bir ay yemiş, içmiş, ama yine iş bulamamış, bu sefer on ikilik çiviyle gelmiş lokantaya:
- Ben bu çiviyi de kafamla duvara çakarım!..
Lokantacı Arnavut asıllı olduğu için yine inat etmiş:
- Eğer sen bu çiviyi çak, bir yıllık yiyeceğin benden!
Temel çiviyi duvara dayamış, bir kafa atmış,; çivi on santim duvara girmiş, iki santimi dışarıda kalmış. Lokantacı sevinmiş:
- Çakamadın gördün mü?
Temel şüphelenmiş:
- Bu duvarın arkasında ne var ula?
- Bu duvarın arkasında kahvehane var.
- Haydi gidip bakalım.
Kahvehaneye gidip bakmışlar; Temel'in çocukluk arkadaşı Dursun, kafasını duvara dayamış, uyukluyormuş. Temel lokantacıya dönüp demiş ki:
- Çivinin niye girmediği şimdi belli oldu!..

Hiç yorum yok:

MÜZİK

Kulaklarımıza hoş gelen ölçülü ve uyumlu seslere müzik denir. Saz, keman, cümbüş, darbuka, klarnet ve piyano vs gibi ögelere de müzik aleti denir. Müzik aletlerinin uyumuyla şarkı veya türkü söyleyen kişiye ses sanatçısı denir.
Eskiden şarkılar ve türküler plaklara kaydediliyor, gramofonlarla dinleniyordu. Sonra da plak çalan pikaplar piyasaya çıktı. Daha sonra teyplerle dinlenebilen kaset devri başladı. En sonunda CD ve MP3 furyası başlayınca kasetlerin papucu dama atıldı. Teknoloji gelişince müzik aletlerini taklit eden orglar çıktı. Cep telefonuyla bile kaliteli videolar çekilmeye başladı.
Ünlü bir ses sanatçısı olmanın yolu tesadüflere bağlıydı. Siz inşaatta harç kararken, tuğla taşırken, demir bağlarken türkü veya şarkı söylersiniz. Sesiniz ne kadar güzel olursa olsun; bir müzik yapımcısının dikkatini çekerseniz ünlü oluyordunuz. Bu da Milli Piyango'da büyük ikramiyenin size çıkması gibi bir şeydi.
Günümüzde ise ünlü bir ses sanatçısı olmanın yolu YouTube'dan geçiyor. Kendinizi şarkı, türkü söylerken videoya çekiyorsunuz ve YouTube'a yüklüyorsunuz. İzlenme sayısında patlama olursa: Ünlü oluyorsunuz.
Düğünlerde şarkı, türkü ve oyun havaları çalan piyanist şantörler bile YouTube sayesinde dünya çapında tanınır oldu.
Ne yazık ki sağlığında değeri bilinmeyen bazı ses sanatçılarımız vefat ettikten sonra YouTube sayesinde ünlü oldu.
Şimdi gelelim esas konuya: Sesiniz çok güzel. Söylediğiniz şarkı veya türkü de güzel. Ama teknik açıdan zayıfsa: Yaptığınız videonun müziği kulakları tırmalar.
Bazı şarkılar, türküler ve onlara ses veren sanatçılar vardır. Bunlar zaman geçtikçe yıllanmış şarap gibi değerlenir. Ama o eserler zamanla aşınır ve o sesi dinlemek zor olur.
Aşınmış eserleri teknik açıdan düzeltmek mümkündür.
İşte bu YouTube kanalı aşınmış eserlerin ses izlerini aslına sadık kalarak onarmaktadır.
Bu YouTube kanalının işi: Kötü olanı iyi, iyi olanı daha iyi, güzel olanı daha güzel yapmaktır.
Teknik açıdan en kaliteli müziği dinlemek, en kaliteli sinema filmini izlemek isterseniz: Lütfen YouTube kanalıma abone olunuz.

YouTube Kanalım İçin Burayı Tıklayın


POPÜLER YAYINLAR


DOST SİTELER

Gitmek istediğiniz sitenin logosuna tıklayınız.











EMEĞE SAYGI

Bu site için harcadığım emeği saygı duymak istiyorsanız, bu sitede verilen bilgileri kendi sitelerinizde kullanırken
adresini kaynak gösteriniz.

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı