MASUM ŞEYTAN


Şeytan, bir gün büyük bahçeli koskoca bir malikaneye girmiş, merdivenleri çıkmış, boynunda ip olan bir kuzu görmüş. Şeytan ipi çıkarmadan sadece biraz gevşetmiş. Kuzu malikenenin önünde bulunan aynada kendini görüp şaşırınca; bir hamle yapıp aynayı kırmış. Gürültüye duyup gelen evin hizmetçisi kuzuya söylenmiş:
- Eyvah, sen ne yaptın? Ben şimdi burayı nasıl temizliyeceğim? Evin beyi bunu duyunca kesin beni kovar!..
Hizmetçi kuzuya bir tekme atmış. Kuzu merdivenlerden düşünce, ip yetmemiş ve kuzunun boynunu kesip onu öldürmüş. Gürültüyü duyan, evin uşağı gelmiş; neler olduğunu sormuş. Kadın anlatınca, çok kızan uşak bağırmaya başlamış:
- Bunu nasıl yaparsın? Bey şimdi ikimizi de kovacak!.. O kuzu onun için çok değerliydi!..
O hırsla kadını hafifce itmiş. Kadın dengesini kaybedince, merdivenlerden düşmüş, boynu kırılmış ve ölmüş. Biraz sonra eve gelen evin hanımı, olanları öğrenince; sinirlenmiş. Tam uşağı dövmek için uşağa yaklaşırken, uşak diz çöküp yalvarmış:
- Hanımefendi, lütfen beni bağışlayın ve beni kovmayın!..
Uşağın üstüne hızla gelen evin hanımı, ona çarpıp dengesini kaybedince; merdivenlerden yuvarlanmış ve ölmüş. Evin beyi olanları öğrenince, belindeki silahı çekip uşağı vurmuş, sonra kendi kendine söylenmiş:
- Eyvah!.. Ben ne yaptım? Bir kuzu, bir aynanın kırılması ve sevmediğim karım için elimi kana bulamaya, katil olmaya değer miydi?
Çok üzülen evin beyi silahı kafasına dayamış ve bir kurşun da kendine sıkmış. Bütün bu olanları bir kenardan sırıtarak izleyen şeytan, kendini savunmuş:
- Ben hiçbir şey yapmadım ki, sadece kuzunun boynundaki ipi gevşettim; o kadar.

Hiç yorum yok:

MÜZİK

Kulaklarımıza hoş gelen ölçülü ve uyumlu seslere müzik denir. Saz, keman, cümbüş, darbuka, klarnet ve piyano vs gibi ögelere de müzik aleti denir. Müzik aletlerinin uyumuyla şarkı veya türkü söyleyen kişiye ses sanatçısı denir.
Eskiden şarkılar ve türküler plaklara kaydediliyor, gramofonlarla dinleniyordu. Sonra da plak çalan pikaplar piyasaya çıktı. Daha sonra teyplerle dinlenebilen kaset devri başladı. En sonunda CD ve MP3 furyası başlayınca kasetlerin papucu dama atıldı. Teknoloji gelişince müzik aletlerini taklit eden orglar çıktı. Cep telefonuyla bile kaliteli videolar çekilmeye başladı.
Ünlü bir ses sanatçısı olmanın yolu tesadüflere bağlıydı. Siz inşaatta harç kararken, tuğla taşırken, demir bağlarken türkü veya şarkı söylersiniz. Sesiniz ne kadar güzel olursa olsun; bir müzik yapımcısının dikkatini çekerseniz ünlü oluyordunuz. Bu da Milli Piyango'da büyük ikramiyenin size çıkması gibi bir şeydi.
Günümüzde ise ünlü bir ses sanatçısı olmanın yolu YouTube'dan geçiyor. Kendinizi şarkı, türkü söylerken videoya çekiyorsunuz ve YouTube'a yüklüyorsunuz. İzlenme sayısında patlama olursa: Ünlü oluyorsunuz.
Düğünlerde şarkı, türkü ve oyun havaları çalan piyanist şantörler bile YouTube sayesinde dünya çapında tanınır oldu.
Ne yazık ki sağlığında değeri bilinmeyen bazı ses sanatçılarımız vefat ettikten sonra YouTube sayesinde ünlü oldu.
Şimdi gelelim esas konuya: Sesiniz çok güzel. Söylediğiniz şarkı veya türkü de güzel. Ama teknik açıdan zayıfsa: Yaptığınız videonun müziği kulakları tırmalar.
Bazı şarkılar, türküler ve onlara ses veren sanatçılar vardır. Bunlar zaman geçtikçe yıllanmış şarap gibi değerlenir. Ama o eserler zamanla aşınır ve o sesi dinlemek zor olur.
Aşınmış eserleri teknik açıdan düzeltmek mümkündür.
İşte bu YouTube kanalı aşınmış eserlerin ses izlerini aslına sadık kalarak onarmaktadır.
Bu YouTube kanalının işi: Kötü olanı iyi, iyi olanı daha iyi, güzel olanı daha güzel yapmaktır.
Teknik açıdan en kaliteli müziği dinlemek, en kaliteli sinema filmini izlemek isterseniz: Lütfen YouTube kanalıma abone olunuz.

YouTube Kanalım İçin Burayı Tıklayın


POPÜLER YAYINLAR


DOST SİTELER

Gitmek istediğiniz sitenin logosuna tıklayınız.











EMEĞE SAYGI

Bu site için harcadığım emeği saygı duymak istiyorsanız, bu sitede verilen bilgileri kendi sitelerinizde kullanırken
adresini kaynak gösteriniz.

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı