İKİ ARKADAŞ


Bu dünyada iki samimi arkadaş varmış. Bunların dünya görüşleri birbirine tersmiş. Biri namazında, niyazında tam bir sofu, öbürü ise tam bir sefahat düşkünüymüş; içki içer, kumar oynar, hovardalık yaparmış. İki arkadaş birbirlerini çok severlermiş, bir araya gelip muhabbet ettikten sonra, biri camiye, öbürü de meyhaneye gidermiş. Derken sefahat düşkünü erkenden ölmüş. Aradan yıllar geçtikten sonra sofu olan da ölmüş. Sofu doğrudan cennete gitmis; ağaclar altında yatıp, yiyip içiyormus. Arkadaşını merak eden sofu, meleklere sormuş:
- Benim içki içen, kumar oynayan, hovardalık yapan bir arkadaşım vardı, nerede o?
- Arkadaşın cehennemde, istersen ziyaret edebilirsin.
Arkadaşını ziyarete giden sofu, gördükleri karşısında şaşırıp kalmış. Arkadaşının elinde bir şişe nadide Fransız şarabı, koynunda da cennette bile bulunmayacak güzellikte bir kadın varmış. Sofu hayretle sormuş:
- Yahu bu nasıl iş? Sen dünyada sefa sürdün, burada da sefa sürüyorsun. Nerede Allahın adeleti?
Arkaşı derin bir ah çekerek cevap vermiş:
- Bu benim için büyük bir işkence.
- Nasıl bir işkence?
- Bu şişeyi görüyor musun? Bunun dibi delik.
- Ya o güzel kadın?
Cehennemdeki arkadaşı iç cekerek cevap vermiş:
- Ahhh, ah!.. Onun da dibinde delik yok!..

Hiç yorum yok:

MÜZİK

Kulaklarımıza hoş gelen ölçülü ve uyumlu seslere müzik denir. Saz, keman, cümbüş, darbuka, klarnet ve piyano vs gibi ögelere de müzik aleti denir. Müzik aletlerinin uyumuyla şarkı veya türkü söyleyen kişiye ses sanatçısı denir.
Eskiden şarkılar ve türküler plaklara kaydediliyor, gramofonlarla dinleniyordu. Sonra da plak çalan pikaplar piyasaya çıktı. Daha sonra teyplerle dinlenebilen kaset devri başladı. En sonunda CD ve MP3 furyası başlayınca kasetlerin papucu dama atıldı. Teknoloji gelişince müzik aletlerini taklit eden orglar çıktı. Cep telefonuyla bile kaliteli videolar çekilmeye başladı.
Ünlü bir ses sanatçısı olmanın yolu tesadüflere bağlıydı. Siz inşaatta harç kararken, tuğla taşırken, demir bağlarken türkü veya şarkı söylersiniz. Sesiniz ne kadar güzel olursa olsun; bir müzik yapımcısının dikkatini çekerseniz ünlü oluyordunuz. Bu da Milli Piyango'da büyük ikramiyenin size çıkması gibi bir şeydi.
Günümüzde ise ünlü bir ses sanatçısı olmanın yolu YouTube'dan geçiyor. Kendinizi şarkı, türkü söylerken videoya çekiyorsunuz ve YouTube'a yüklüyorsunuz. İzlenme sayısında patlama olursa: Ünlü oluyorsunuz.
Düğünlerde şarkı, türkü ve oyun havaları çalan piyanist şantörler bile YouTube sayesinde dünya çapında tanınır oldu.
Ne yazık ki sağlığında değeri bilinmeyen bazı ses sanatçılarımız vefat ettikten sonra YouTube sayesinde ünlü oldu.
Şimdi gelelim esas konuya: Sesiniz çok güzel. Söylediğiniz şarkı veya türkü de güzel. Ama teknik açıdan zayıfsa: Yaptığınız videonun müziği kulakları tırmalar.
Bazı şarkılar, türküler ve onlara ses veren sanatçılar vardır. Bunlar zaman geçtikçe yıllanmış şarap gibi değerlenir. Ama o eserler zamanla aşınır ve o sesi dinlemek zor olur.
Aşınmış eserleri teknik açıdan düzeltmek mümkündür.
İşte bu YouTube kanalı aşınmış eserlerin ses izlerini aslına sadık kalarak onarmaktadır.
Bu YouTube kanalının işi: Kötü olanı iyi, iyi olanı daha iyi, güzel olanı daha güzel yapmaktır.
Teknik açıdan en kaliteli müziği dinlemek, en kaliteli sinema filmini izlemek isterseniz: Lütfen YouTube kanalıma abone olunuz.

YouTube Kanalım İçin Burayı Tıklayın


POPÜLER YAYINLAR


DOST SİTELER

Gitmek istediğiniz sitenin logosuna tıklayınız.











EMEĞE SAYGI

Bu site için harcadığım emeği saygı duymak istiyorsanız, bu sitede verilen bilgileri kendi sitelerinizde kullanırken
adresini kaynak gösteriniz.

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı