BU SES HANGİ DELİKTEN ÇIKTI?


Nasa'dan fırlatılan uzay mekiğinde bir Amerikalı, bir İngiliz, bir İtalyan ve bir de bizim Temel olmak üzere dört görevli varmış. Uzayda yol alırken mekik arızalanmış ve bir karadeliğin çekim gücüne kapılarak, karadeliğe doğru hızla yol almaya başlamış. Mekikteki dört görevli "Şimdi ne yapacağız? Öldük anasını satayım!" diye kara kara düşünürken, karşılarına şeytan çıkmış ve demiş ki:
- Her biriniz bana birer soru sorun, kimin sorusuna yanıt veremezsem; onu kurtaracağım.
Amerikalı kurtulurum umuduyla sormuş:
- Atlas okyanusunun en derin yeri neresidir ve kaç metredir?
Şeytan hiç üşenmeden araştırmış ve on saniye içinde soruyu yanıtlamış. Soğukkanlı İngiliz, çok zor bir soru sormuş:
- Sahra çölünde kaç kum tanesi vardır?
Şeytan, on saniye içinde saymış ve soruyu yanıtlamış. İtalyan da sorusunu heyecanla sormuş:
- Evrende kaç tane yıldız, kaç tane gezegen vardır?
Şeytan bu soruyu da yanıtlamış ve Temel'e dönmüş:
- Haydi Temel, sen soru sormayacak mısın?
Temel biraz düşündükten sonra demiş ki:
- Sormasına soracağım ama, benim soruyu bilemezsen; hepimizi sağ salim Trabzon'a indireceğine söz ver.
- Söz.
- Bir şartım daha var.
- Söyle.
- Gideceksin dünyaya, 18 Litrelik boş bir gaz tenekesiyle birlikte bir keser, bir keski, bir de bir çivi getireceksin.
Şeytan Temel'in istediği malzemeleri getirmiş ve seslenmiş:
- Haydi artık, sor sorunu.
Keseri, keskiyi eline alıp, tenekenin üst tarafında büyük bir delik açan Temel, keskiyi bırakıp keser ve çivi ile tenekenin her tarafında küçük küçük delikler açmaya başlamış. Tam bin tane delik açan Temel, tenekenin üst tarafındaki büyük deliğin üstüne oturduktan sonra "Zaaarrrttt!.." diye osurmuş ve sormuş:
- Şimdi söyle bakalım; bu ses hangi delikten çıktı?
Şeytan biraz tereddüt ederek, tenekede bir delik göstermiş, Temel, hayır anlamında başını sallamış:
- Bilemedin!..
Şeytan tenekede başka bir delik göstermiş, Temel yine başını sallamış:
- Bilemedin!..
Tenekede üç yüz tane delik gösteren şeytan, hep olumsuz yanıt alınca, sonunda pes etmiş, ama merak da etmiş; Temel'e yalvarmaya başlamış:
- Allah aşkına söyle, bu ses hangi delikten çıktı?
Temel keyifli keyifli sırıtmış:
- Sen önce bizi Trabzon'a sağ salim indir, soruna orada cevap vereceğim!..
Şeytan da istenileni yapıp mekikteki dört görevliyi sağ salim Trabzon'a getirmiş. Temel hâlâ tenekenin üzerinde oturuyormuş. Şeytan neredeyse meraktan çatlayacakmış, Temel'e bir daha yalvarmış:
- Allah aşkına söyle yahu, bu ses hangi delikten çıktı?
Temel kalkmış tenekenin üzerinden, bir elinin işaret parmağı ile kıçını göstererek cevap vermiş:
- Bu delikten çıktı, bu delikten!..

Hiç yorum yok:

MÜZİK

Kulaklarımıza hoş gelen ölçülü ve uyumlu seslere müzik denir. Saz, keman, cümbüş, darbuka, klarnet ve piyano vs gibi ögelere de müzik aleti denir. Müzik aletlerinin uyumuyla şarkı veya türkü söyleyen kişiye ses sanatçısı denir.
Eskiden şarkılar ve türküler plaklara kaydediliyor, gramofonlarla dinleniyordu. Sonra da plak çalan pikaplar piyasaya çıktı. Daha sonra teyplerle dinlenebilen kaset devri başladı. En sonunda CD ve MP3 furyası başlayınca kasetlerin papucu dama atıldı. Teknoloji gelişince müzik aletlerini taklit eden orglar çıktı. Cep telefonuyla bile kaliteli videolar çekilmeye başladı.
Ünlü bir ses sanatçısı olmanın yolu tesadüflere bağlıydı. Siz inşaatta harç kararken, tuğla taşırken, demir bağlarken türkü veya şarkı söylersiniz. Sesiniz ne kadar güzel olursa olsun; bir müzik yapımcısının dikkatini çekerseniz ünlü oluyordunuz. Bu da Milli Piyango'da büyük ikramiyenin size çıkması gibi bir şeydi.
Günümüzde ise ünlü bir ses sanatçısı olmanın yolu YouTube'dan geçiyor. Kendinizi şarkı, türkü söylerken videoya çekiyorsunuz ve YouTube'a yüklüyorsunuz. İzlenme sayısında patlama olursa: Ünlü oluyorsunuz.
Düğünlerde şarkı, türkü ve oyun havaları çalan piyanist şantörler bile YouTube sayesinde dünya çapında tanınır oldu.
Ne yazık ki sağlığında değeri bilinmeyen bazı ses sanatçılarımız vefat ettikten sonra YouTube sayesinde ünlü oldu.
Şimdi gelelim esas konuya: Sesiniz çok güzel. Söylediğiniz şarkı veya türkü de güzel. Ama teknik açıdan zayıfsa: Yaptığınız videonun müziği kulakları tırmalar.
Bazı şarkılar, türküler ve onlara ses veren sanatçılar vardır. Bunlar zaman geçtikçe yıllanmış şarap gibi değerlenir. Ama o eserler zamanla aşınır ve o sesi dinlemek zor olur.
Aşınmış eserleri teknik açıdan düzeltmek mümkündür.
İşte bu YouTube kanalı aşınmış eserlerin ses izlerini aslına sadık kalarak onarmaktadır.
Bu YouTube kanalının işi: Kötü olanı iyi, iyi olanı daha iyi, güzel olanı daha güzel yapmaktır.
Teknik açıdan en kaliteli müziği dinlemek, en kaliteli sinema filmini izlemek isterseniz: Lütfen YouTube kanalıma abone olunuz.

YouTube Kanalım İçin Burayı Tıklayın


POPÜLER YAYINLAR


DOST SİTELER

Gitmek istediğiniz sitenin logosuna tıklayınız.











EMEĞE SAYGI

Bu site için harcadığım emeği saygı duymak istiyorsanız, bu sitede verilen bilgileri kendi sitelerinizde kullanırken
adresini kaynak gösteriniz.

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı