İTME BE İSA!


Bir gün İtalya'ya giden Temel, gezip tozarken bütün parasını harcamış. Parasız kalan Temel, para kazanmanın yollarını aramış ve papaz olmaya karar vermiş. Bu iş için sınavlara giren Temel, başarılı olunca Romada bir kiliseye papaz olarak atanmış.
Papaz ve rahibelerın cinsel hayatı olmadığı için, papaz olan Temel, bir hafta sabretmiş, iki hafta sabretmiş, ama üç hafta sonunda iyice azmış. Temel, kilisedeki odasında dua ederken, kapının önünden bir rahibe geçmiş. Rahibeyi gören Temel'in aklına bir kurnazlık gelmiş, başlamış kendi kendine konuşmaya:
- Olmaz, olmaz, asla olmaz!..
Temel'in böyle kendi kendine konuşmasına kulak misafiri olan rahibe sormuş:
- Muhterem peder, ne oldu?
- Hazreti İsa ile konuşuyorum.
- Hazreti İsa ne diyor?
- Hazreti İsa senin odana gitmemizi söylüyor.
- Öyle diyorsa, bir bildiği vardır.
Rahibenin odasına gitmişler, Temel yine kendi kendine konuşmaya başlamış:
- Olmaz, olmaz, asla olmaz!..
Rahibe yine sormuş:
- Ne oldu muhterem peder?
- Hazreti İsa senin soyunmanı istiyor.
- Öyle diyorsa, bir bildiği vardır.
Rahibe soyunmuş, çırılçıplak olmuş. Temel yine başlamış kendi kendine söylemeye:
- Olmaz be İsa, olmaz!..
- Muhterem peder, Hazreti İsa ne diyor?
- Benim de soyunup, senin üstüne çıkmamı istiyor.
- Öyle diyorsa, bir bildiği vardır. Sen de soyun o zaman.
Temel de soyunmuş, çıkmış rahibenin üstüne. Bir ileri, bir geri gidip gelmeye başlayan Temel, bir yandan da kendi kendine söyleniyormuş:
- İtme be İsa, itme be İsa, itme be İsa!..

Hiç yorum yok:

MÜZİK

Kulaklarımıza hoş gelen ölçülü ve uyumlu seslere müzik denir. Saz, keman, cümbüş, darbuka, klarnet ve piyano vs gibi ögelere de müzik aleti denir. Müzik aletlerinin uyumuyla şarkı veya türkü söyleyen kişiye ses sanatçısı denir.
Eskiden şarkılar ve türküler plaklara kaydediliyor, gramofonlarla dinleniyordu. Sonra da plak çalan pikaplar piyasaya çıktı. Daha sonra teyplerle dinlenebilen kaset devri başladı. En sonunda CD ve MP3 furyası başlayınca kasetlerin papucu dama atıldı. Teknoloji gelişince müzik aletlerini taklit eden orglar çıktı. Cep telefonuyla bile kaliteli videolar çekilmeye başladı.
Ünlü bir ses sanatçısı olmanın yolu tesadüflere bağlıydı. Siz inşaatta harç kararken, tuğla taşırken, demir bağlarken türkü veya şarkı söylersiniz. Sesiniz ne kadar güzel olursa olsun; bir müzik yapımcısının dikkatini çekerseniz ünlü oluyordunuz. Bu da Milli Piyango'da büyük ikramiyenin size çıkması gibi bir şeydi.
Günümüzde ise ünlü bir ses sanatçısı olmanın yolu YouTube'dan geçiyor. Kendinizi şarkı, türkü söylerken videoya çekiyorsunuz ve YouTube'a yüklüyorsunuz. İzlenme sayısında patlama olursa: Ünlü oluyorsunuz.
Düğünlerde şarkı, türkü ve oyun havaları çalan piyanist şantörler bile YouTube sayesinde dünya çapında tanınır oldu.
Ne yazık ki sağlığında değeri bilinmeyen bazı ses sanatçılarımız vefat ettikten sonra YouTube sayesinde ünlü oldu.
Şimdi gelelim esas konuya: Sesiniz çok güzel. Söylediğiniz şarkı veya türkü de güzel. Ama teknik açıdan zayıfsa: Yaptığınız videonun müziği kulakları tırmalar.
Bazı şarkılar, türküler ve onlara ses veren sanatçılar vardır. Bunlar zaman geçtikçe yıllanmış şarap gibi değerlenir. Ama o eserler zamanla aşınır ve o sesi dinlemek zor olur.
Aşınmış eserleri teknik açıdan düzeltmek mümkündür.
İşte bu YouTube kanalı aşınmış eserlerin ses izlerini aslına sadık kalarak onarmaktadır.
Bu YouTube kanalının işi: Kötü olanı iyi, iyi olanı daha iyi, güzel olanı daha güzel yapmaktır.
Teknik açıdan en kaliteli müziği dinlemek, en kaliteli sinema filmini izlemek isterseniz: Lütfen YouTube kanalıma abone olunuz.

YouTube Kanalım İçin Burayı Tıklayın


POPÜLER YAYINLAR


DOST SİTELER

Gitmek istediğiniz sitenin logosuna tıklayınız.











EMEĞE SAYGI

Bu site için harcadığım emeği saygı duymak istiyorsanız, bu sitede verilen bilgileri kendi sitelerinizde kullanırken
adresini kaynak gösteriniz.

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı