ÖĞLE UYKUSU
Padişah tam öğle uykusuna yatmış, dışardan boru gibi bir ses duyulmuş:
- Patetes vaaarrr!.. Soğan vaaarrr!..
Öğle uykusu gürültüye giden padişah öyle bir sinirlenmiş ki, adamlarına emir vermiş:
- Bir daha bu sarayın etrafından bağıran bir seyyar satıcı geçerse, tez yakalayın ve ne satıyorsa bir tane alıp, kıçına sokun!..
Padişah, bunları dedikten sonra yine öyle uykusuna yatmış. Yarım saat ya olmuş, ya olmamış, dışarıdan yine sesler gelmeye başlamış:
- Dometes vaaarrr!.. Sivri biber vaaarrr!..
Uykusundan olan padişah, sinirden lâhavle çekerken, muhafızları da seyyar satıcıyı tuttukları gibi saraya getirmişler. Padişahın emrini uygulayan muhafızları, bir sivri biber alıp seyyar satıcının kıçına sokmuşlar. Seyyar satıcı başlamış gülmeye. Padişah öfkeyle bağırmış:
- Bre densiz, ne gülüyorsun?
- Padişahım, biraz sonra patlıcan satan arkadaşım geçecek, şimdiden onun hâline gülüyorum!..
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
POPÜLER YAYINLAR
-
Allah, dünyayı yaratacağı zaman, ilk önce eşeği çağırmış ve demiş ki: - Ey eşek, sana 40 yıl ömür veriyorum. Bu süre içinde insanlara hizme...
-
İlkokul 5. sınıfta resim dersinde öğretmen demiş ki: - Çocuklar konu serbest, hepiniz hayvan resimleri çizin. 10 dakika sonra küçük Ahmet...
-
Fizikçi, matematikçi, kimyacı, jeolog ve antropologdan oluşan bir heyet bir araştırma için arazide bulunuyormuş. Birden yağmur bastırınca, ...
-
Doktorun biri yeni bir muayene açmış, kapıya bir yazı asmış: - Vizite ücreti 100 lira, iyileştirmediğimiz hastaya beş mislini geri veriyoruz...
-
Kasabayı sel basmış. Sular giderek yükselirken, halk panik içinde kaçmaya baslamış. Kilisedeki herkes dağılırken, kaçmayan papaz demiş ki: ...
-
Adamım biri Afrika ormanlarında avlanırken yamyamlara yakalanmış. Yamyamlar adamı tuttukları gibi kabile reisinin huzuruna çıkarmışlar. Kabi...
-
Yeni mezun bir doğum doktoru, kasabada muayenehane açmış. Birkaç gün sonra biri gelmiş, onu doğuma çağırmış. Ertesi gün eve dönen doktoru, ...
-
İngiltere'yi gezmek isteyen Temel, İngilizce bilmediğinden arkadaşı Dursun'a sormuş: - Ula Tursun, İngiltere'ye cidince onlar...
-
Temel ile Fadime, kızları Emine'yi evlendirmişler. Düğünden sonra bir hafta geçmiş, ama yeni evlilerden hâlâ bir haber yokmuş. Bu durum...
-
Nasrettin Hoca yolda yürürken, biri ensesine öyle bir vurmuş ki, nerdeyse yere düşecekmiş, hiddetle dönüp bakmış; karşısında tanımadığı genç...

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder