DÜNYA İSHAL YARIŞMASI
Avrupanın bir başkentinde "Dünya İshal Yarışması" düzenlenmiş. Yarışmanın şartları 4 maddeyle sıralanmış:
1 - Bu yarışmaya her ülkeden bir kişi katılabilecektir.
2 - Her yarışmacı yarışmaya başlarken 1 adet ishal yapıcı hap içecek.
3 - 70 katlı gökdeleni altına yapmadan çıkıp, tekrar aşağıya inen yarışmacı birinci ilan edilecek.
4 - Birinci gelen yarışmacı yüz bin dolar ödül alacak.
Yarışma başlamış. Birinci sırada yarışan Fransız, alkışlar arasında bir adet ishal yapıcı hapı içer içmez, ok gibi fırlayarak gökdelene girmiş, ama 20'inci katta altına yaptığı için yarışmadan elenmiş.
İkinci sırada yarışan İngiliz alkışlar arasında ishal yapıcı hapı içer içmez, gökdelene girmiş, ama 35'inci katta altına kaçırdığı için yarışmadan elenmiş.
Üçüncü sırada yarışan Amerikalı da aynı sebep yüzünden yarışmaya 40'ıncı katta veda etmek zorunda kalmış.
Her ülkenin yarışmacısı aynı sebepler yüzünden tek tek elenince, sıra son sırada yarışan Türk yarışmacıya gelmiş. Son sırada yarışan Türk yarışmacı piste çıkınca; seyirciler kahkahalarla gülmeye başlamışlar. Seyircileri kahkahalarla güldüren bu yarışmacı Türkiye'den katılan 48 Kiloluk Maganda Kamil'miş. Maganda Kamil jüriye bir ricada bulunmuş:
- Ben 2 tane ishal yapıcı hap istiyorum!
jüri üyelerinden biri itiraz etmiş:
- Yahu bütün ülke yarışmacıları tek hapla beceremedi!.. Sen nasıl becereceksin?
Maganda Kamil kararlı bir şekilde konuşmuş:
- Siz 2 hap verin, ben beceririm!..
Gözlerini kapatıp iki ishal yapıcı hapı yutan Maganda Kamil, 70 katlı gökdelene ok gibi dalmış. 35'inci katta sıkışınca, orada belenmiş bir bebek gören Maganda Kamil, bebeğin kundağını çözmüş ve büyük abdestini yaptıktan sonra, bebeğin kundağını tekrar bağlayıp yoluna devam etmiş. 70'inci katta tekrar şıkışınca, bir sarhoş gören Maganda Kamil, sarhoşun pantolonunu indirmiş. Büyük abdestini yaptıktan sonra, sarhoşa pantolonunu giydiren Maganda Kamil, yarışmayı tamamlayıp aşağıya inmiş.
Gökdelenin 70 katını kontrol eden jüri üyeleri hiçbir şey bulamamışlar. Yarışmanın şampiyonu ilan edilen Maganda Kamil, seyircilerin alkışları arasında yüz bin dolarlık ödülü alarak ortadan kaybolmuş.
Ertesi gün çıkan tüm gazetelerde çok ilginç iki başlık varmış:
Birinci başlık; ÜÇ KİLOLUK BEBEK ÇOK BÜYÜK KAKA YAPTI!..
İkinci başlık: BİR SARHOŞ DONUNA YAPMADAN PANTOLUNUNA KAKA YAPTI!..
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
MÜZİK
Kulaklarımıza hoş gelen ölçülü ve uyumlu seslere müzik denir. Saz, keman, cümbüş, darbuka, klarnet ve piyano vs gibi ögelere de müzik aleti denir. Müzik aletlerinin uyumuyla şarkı veya türkü söyleyen kişiye ses sanatçısı denir.
Eskiden şarkılar ve türküler plaklara kaydediliyor, gramofonlarla dinleniyordu. Sonra da plak çalan pikaplar piyasaya çıktı. Daha sonra teyplerle dinlenebilen kaset devri başladı. En sonunda CD ve MP3 furyası başlayınca kasetlerin papucu dama atıldı. Teknoloji gelişince müzik aletlerini taklit eden orglar çıktı. Cep telefonuyla bile kaliteli videolar çekilmeye başladı.
Ünlü bir ses sanatçısı olmanın yolu tesadüflere bağlıydı. Siz inşaatta harç kararken, tuğla taşırken, demir bağlarken türkü veya şarkı söylersiniz. Sesiniz ne kadar güzel olursa olsun; bir müzik yapımcısının dikkatini çekerseniz ünlü oluyordunuz. Bu da Milli Piyango'da büyük ikramiyenin size çıkması gibi bir şeydi.
Günümüzde ise ünlü bir ses sanatçısı olmanın yolu YouTube'dan geçiyor. Kendinizi şarkı, türkü söylerken videoya çekiyorsunuz ve YouTube'a yüklüyorsunuz. İzlenme sayısında patlama olursa: Ünlü oluyorsunuz.
Düğünlerde şarkı, türkü ve oyun havaları çalan piyanist şantörler bile YouTube sayesinde dünya çapında tanınır oldu.
Ne yazık ki sağlığında değeri bilinmeyen bazı ses sanatçılarımız vefat ettikten sonra YouTube sayesinde ünlü oldu.
Şimdi gelelim esas konuya: Sesiniz çok güzel. Söylediğiniz şarkı veya türkü de güzel. Ama teknik açıdan zayıfsa: Yaptığınız videonun müziği kulakları tırmalar.
Bazı şarkılar, türküler ve onlara ses veren sanatçılar vardır. Bunlar zaman geçtikçe yıllanmış şarap gibi değerlenir. Ama o eserler zamanla aşınır ve o sesi dinlemek zor olur.
Aşınmış eserleri teknik açıdan düzeltmek mümkündür.
İşte bu YouTube kanalı aşınmış eserlerin ses izlerini aslına sadık kalarak onarmaktadır.
Bu YouTube kanalının işi: Kötü olanı iyi, iyi olanı daha iyi, güzel olanı daha güzel yapmaktır.
Teknik açıdan en kaliteli müziği dinlemek, en kaliteli sinema filmini izlemek isterseniz: Lütfen YouTube kanalıma abone olunuz.
Eskiden şarkılar ve türküler plaklara kaydediliyor, gramofonlarla dinleniyordu. Sonra da plak çalan pikaplar piyasaya çıktı. Daha sonra teyplerle dinlenebilen kaset devri başladı. En sonunda CD ve MP3 furyası başlayınca kasetlerin papucu dama atıldı. Teknoloji gelişince müzik aletlerini taklit eden orglar çıktı. Cep telefonuyla bile kaliteli videolar çekilmeye başladı.
Ünlü bir ses sanatçısı olmanın yolu tesadüflere bağlıydı. Siz inşaatta harç kararken, tuğla taşırken, demir bağlarken türkü veya şarkı söylersiniz. Sesiniz ne kadar güzel olursa olsun; bir müzik yapımcısının dikkatini çekerseniz ünlü oluyordunuz. Bu da Milli Piyango'da büyük ikramiyenin size çıkması gibi bir şeydi.
Günümüzde ise ünlü bir ses sanatçısı olmanın yolu YouTube'dan geçiyor. Kendinizi şarkı, türkü söylerken videoya çekiyorsunuz ve YouTube'a yüklüyorsunuz. İzlenme sayısında patlama olursa: Ünlü oluyorsunuz.
Düğünlerde şarkı, türkü ve oyun havaları çalan piyanist şantörler bile YouTube sayesinde dünya çapında tanınır oldu.
Ne yazık ki sağlığında değeri bilinmeyen bazı ses sanatçılarımız vefat ettikten sonra YouTube sayesinde ünlü oldu.
Şimdi gelelim esas konuya: Sesiniz çok güzel. Söylediğiniz şarkı veya türkü de güzel. Ama teknik açıdan zayıfsa: Yaptığınız videonun müziği kulakları tırmalar.
Bazı şarkılar, türküler ve onlara ses veren sanatçılar vardır. Bunlar zaman geçtikçe yıllanmış şarap gibi değerlenir. Ama o eserler zamanla aşınır ve o sesi dinlemek zor olur.
Aşınmış eserleri teknik açıdan düzeltmek mümkündür.
İşte bu YouTube kanalı aşınmış eserlerin ses izlerini aslına sadık kalarak onarmaktadır.
Bu YouTube kanalının işi: Kötü olanı iyi, iyi olanı daha iyi, güzel olanı daha güzel yapmaktır.
Teknik açıdan en kaliteli müziği dinlemek, en kaliteli sinema filmini izlemek isterseniz: Lütfen YouTube kanalıma abone olunuz.
POPÜLER YAYINLAR
-
Doktorun biri yeni bir muayene açmış, kapıya bir yazı asmış: - Vizite ücreti 100 lira, iyileştirmediğimiz hastaya beş mislini geri veriyoruz...
-
Allah, dünyayı yaratacağı zaman, ilk önce eşeği çağırmış ve demiş ki: - Ey eşek, sana 40 yıl ömür veriyorum. Bu süre içinde insanlara hizme...
-
Fizikçi, matematikçi, kimyacı, jeolog ve antropologdan oluşan bir heyet bir araştırma için arazide bulunuyormuş. Birden yağmur bastırınca, ...
-
İlkokul 5. sınıfta resim dersinde öğretmen demiş ki: - Çocuklar konu serbest, hepiniz hayvan resimleri çizin. 10 dakika sonra küçük Ahmet...
-
Kasabayı sel basmış. Sular giderek yükselirken, halk panik içinde kaçmaya baslamış. Kilisedeki herkes dağılırken, kaçmayan papaz demiş ki: ...
-
Adamım biri Afrika ormanlarında avlanırken yamyamlara yakalanmış. Yamyamlar adamı tuttukları gibi kabile reisinin huzuruna çıkarmışlar. Kabi...
-
Temel ile Fadime, kızları Emine'yi evlendirmişler. Düğünden sonra bir hafta geçmiş, ama yeni evlilerden hâlâ bir haber yokmuş. Bu durum...
-
Yeni mezun bir doğum doktoru, kasabada muayenehane açmış. Birkaç gün sonra biri gelmiş, onu doğuma çağırmış. Ertesi gün eve dönen doktoru, ...
-
İngiltere'yi gezmek isteyen Temel, İngilizce bilmediğinden arkadaşı Dursun'a sormuş: - Ula Tursun, İngiltere'ye cidince onlar...
-
Nasrettin Hoca yolda yürürken, biri ensesine öyle bir vurmuş ki, nerdeyse yere düşecekmiş, hiddetle dönüp bakmış; karşısında tanımadığı genç...
1 yorum:
bebeklerde ishal
Yorum Gönder